8.05.2009

Iniesta "out", Iniesta "in"...


6 Mayıs 2009 tarihli Şampiyonlar Ligi yarı final ikinci maçı için yazının başlığını böyle seçtim. Bunun iki nedeni var: Birincisi herkesin hemfikir olduğu maçın kahramanı. İkincisi ise çok daha genel bir konu: Barcelona'nın oyun anlayışının bana göre kilit isminin Iniesta olması.

Aklı başında futbol izleyicisinin Chelsea için öngördüğü senaryo, hiç bir zaman tarihin en fantastik takımı diye lanse edilip bozgunlarının da aynı fantastiklikte meydana geldiği Real Madrid'in geçen hafta yaşadığıyla örtüşen bir senaryo olmamıştı ikinci maç için. Lakin ilk maça kıyasla ikinci maçta Barcelona'nın daha agresif, daha istekli ve hafta sonu aldıkları muhteşem zaferle coşup çok daha gole yakın oynayacağı bekleniyordu, en azından benim tarafımdan. Fakat işler hiç de beklendiği gibi olmadı.

Bunun temel sebebiyse yazının başlığına konuk olan, bana göre şu an yeryüzünün en iyi orta saha oyuncusu Iniesta. Maçı izlerken Chelsea'nin Messi'ye özel önlem almadığını gördük. "Nasıl özel önlem almamış, her topu aldığında karşısında üç kişi buldu" denirse ben de sorarım: Hangi takım onu üç kişiyle savunmuyor? Esas mesele, hemen her büyük takımda bulunan süper yıldızların (hadi Messi daha farklı diyelim ama bu kelamımızı terine çevirmez) gerçek niteliklerini ortaya çıkaran sözde rol oyuncularında. Burada da bu isim, Barca'nın aksamasının temel sebebi olan Iniesta'ydı. Messi'nin özelliklerinin ortaya çıkmasında, Barca'nın delici gücünün şekillenmesinde bu 25 yaşındaki "Pire" nin katkısı çok büyük. Oyunun her iki yönünde de... Fakat Chelsea her iki maçta da uyguladığı kasıtsız(!) sertliği önce Iniesta'ya odakladı. Çok net bir şekilde de gördük ki Iniesta, ilk çıkış yaptığı zamanlardaki kadar olmasa da organize sertlik karşısında oyun içi istikrarını kaybedebiliyor. Ve bu Barca için çok zor telafi edilecek hücumsal sıkıntılara neden oluyor. Üstüne bir de Chelsea'nin standardın çok üstündeki fizik gücü ve alan oyunu yetisi eklenince iki maç da içinden çıkılamaz bir hal aldı Barca adına.

Ama futbol bu, bu tarz sevgi&ilgi patlaması yaratan olaylar bu sporun doğasında fazlasıyla mevcut. İki maçın Barca adına kilitlenmesine neden olan Iniesta, son anda sahneye öyle bir çıktı ki, maç boyunca dağı taşı döven barça ofansının kaleyi bulan ilk şutuyla turu takımına hediye etti.

Şimdi 27 Mayıs gününü iple çekiyoruz. Yer yuvarlağının iki "farklı" takımı, en büyük olmak için sahada olacak. Barcelona iki bek oyuncusundan mahrum kalacak ama ileri ucu sağlam olur, orta sahası istediği isimlerle kurulursa belki bu değişiklikler faydalı bile olabilir. Neticede Manchester United, Chelsea kadar sert bir takım değil...

Hiç yorum yok: